Bu güzel sayfada, sizler için çeşitli kaynaklardan yıllar boyunca toplanan “Doğa şiirleri” koleksiyonumuzu hazırladık.
Sayfadaki bu anlamlı ve güzel şiirleri facebook, twitter ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın.
Doğamızın Güzelliğini Sunalım Şiiri
Renk renk açmış çiçekler
Havada uçuyor kelebekler
Doğamızı koruyor askerler
Doğamızın güzelliğini sunalım
Haydi gelin arkadaşlar
Hepimiz ekelim fidanlar
Olalım dünyayı koruyanlar
Doğamızın güzelliğini sunalım
Şair: Meryem Betül kılıç
Doğa Şiiri
Şair:Taha Aksin
Sen ve Doğa Şiiri
Gökyüzü mavi ? beyaz
Gözlerin ve tenin gibi
Güneş başak başak bakıp
Saçlarını anımsatıyor
Deniz bugün hayli durgun
Herkes suskun
Tıpkı küskün bir anın gibi
Şair: Gökhan Karaduman
Kırlar Şiiri
Doğa şiiri
Doğa, şarkısını söylemeye başladı
Yeşillere büründü ormanlar
Mavi elbisesini giydi sevgili deniz
Doğa, ilahisini dilllendirmeye başladı
Çeşit çeşit türde hayvan
Renkli renkli yerde bitki
Doğa, kavuşmak için açtı bağrını
Sevdiğini barındırdı yüzyıllarca
Sevmediğini ezdi geçti bir çırpıda
Doğa, verilen gucleri sahiplendi
Kabul edeni yaşattı sorunsuzca
Resti çekenin, bakmadı gözyaşına
Doğa, sevda yüklü analar gibiydi.
Yeri geldi, merhametini gösterdi
Yeri geldi, kırdı, yıktı, geçirdi.
Doğa, İlah'ın kurduğu eşsiz mekan
Milyonlarca yıldır devam eden hazine
Kim yaşadı, kim yaşıyor, kim yaşayacak?
Şair: Abdülhamit Aydın
Doğayı Sevelim Şiiri
Pencereler açıldı taze hava saçıldı
Kuşlar kanat çırptı tavşanlar kaçıştı
Gölde ördekler nereye gitsin böcekler
Aklımdan geçenler bahçemde ötüşen civcivler
Gözlerimi açtım mahmur uykudan
Gül dalında öten bülbül sedasından
Leylak ağacına konan küçük serçeden
Doğadan gelen müthiş hafif esintiden
Ben bugün çok mutluyum gelecekten umutlu
Evimde çok huzurluyum yüreğim sevgi dolu
İçim rahat kuş cıvıltılarıyla her yer dolu
Yuva yapmış kuşlara sanki günleri kutlu
Dolaştım döndüm nihayet evime geldim
Bahçemdeki tavşanları çok çok özledim
Göllerdeki ördeklere acayip sevdalandım
Penceremde ötüşen kuşlara hasretlendim
Botanik bahçesine resmen hayran oldum
Deniz hayvanlarının akvaryumunu gördüm
Başka bir yerde cennet aranmaz inandım
Doğaya bir daha yürekten aşık oldum
Yaşadığımız dünya sanki cennettir
Doğaya zarar veren tek varlık insandır
Bu konuda toleranslı olmayan zır cahildir
Rahat etmek istiyorsak bilgilenerek korumaktır
Bilinçli olalım hep birlikte çok okuyalım
Koruyalım tabiatı çevremizi temiz tutalım
Aydınlatalım insanları çöpleri atmayalım
Doğada sonsuza dek bir barış sağlayalım
Şair: Senem Aygül
Doğa Şiiri
Yağmur zerrecikleri toprağa düştüğünde;
Harika bir koku sarar etrafı.
Kuş sesleri, sanki daha net gelir kulağıma.
Ağacın yaprakları, melodiler dağıtır ortalığa.
Karışır denizin mavi, berrak sularına yağmur zerrecikleri,
Deniz, o zaman coşar çıldırmışcasına
İşte o an, beni sonsuz bir mutluluk kaplar...
Şair: Sibel Uygun
Doğa Şiiri
Şair: Kardelen Anık
Tabiat İncisi Şiiri
Nasıl methedeyim Yahyalı’ım seni
Sana, sevenlerin bakışı başka
Güzelliğin ile cezp ettin beni
Hasretin içimi yakışı başka
Gezdim karış karış ovayı, dağı
Yeşile boyanmış bahçesi, bağı
Açmış elvan elvan gülü, zambağı
Miskianber gibi kokuşu başka
Seyrettim Aksu da çamı, çınarı
Tahtacık dağının eksilmez karı
Unutulur mu hiç o buzpınarı
Gökgölün üstüne akışı başka
Şahadet parmağı minarelerin
Kırları süsleyen mor lalelerin
Tabiat incisi şelalelerin
Köpükten kurdele takışı başka
Serin yaylalara obalar konar
Buz gibi suları içenler kanar
Dağların başında kartallar döner
Kınalı kekliğin sekişi başka
Elması, çileği, narı, kirazı
Koyunu, kuzusu, turnası, kazı
Türlü nimetlerle doyurur bizi
Şükredip boynunu büküşü başka
Sensiz yaşanır mı canım sevgilim?
Vasfını saymaya yetmiyor dilim
Kınalı parmaklar, halı ve kilim;
Dokur ilmek ilmek nakışı başka
Şair:Mehmet Postallı
Doğamız Ve Ağaçlarımız şiiri
Doğa Şiiri
Nasıl gülsün, nasıl gülsün
Doğa sana nasıl gülsün
Hep durmadan tahrip ettin
Doğa sana nasıl gülsün
Denizini kirlettinse
Yeşilini katlettinse
Toprağını mahvettinse
Doğa sana nasıl gülsün
Hep ısınır vermez mola
Bak kuraklık çıktı yola
Çıkmadıysan sahip ona
Doğa sana nasıl gülsün
Durmaz verdi, hep sen aldın
De hadi bana sen ne verdin?
Hep aldınsa vermedinse
Doğa sana nasıl gülsün
Atomu sen yapmadın mı
Tutup ona atmadın mı
Büyük yanlış yapmadın mı
Doğa sana nasıl gülsün
Teknoloji deyip durdun
Ekolojik dengeyi bozdun
Onu çaresiz koydun
Doğa sana nasıl gülsün
Bak buzullar erir oldu
Doğal afetler gelir oldu
Anla artık isyanını
Doğa sana nasıl gülsün
Sanma sana olur köle
Bir baksana kuruyan göle
Döner oldu artık çöle
Doğa sana nasıl gülsün...
Şair: Aydın İnan
Ruhun Dostudur Yeşil Doğa Şiiri
Bir dağ eteğinde tahta kulübe
Ufak bahçesi ile ve cardağı
Tepemde masmavi olan gökkube
İzlerim sessiz sedasız dağı
Kuşların sesi gelir her yandan
Ruh huzur bulur sıkılan candan
Çay güzel tat verir o bardaktan
Yemyeşil bir dünyayı isterim
Tatlı rüzgar eser akşamları
İzlerim Gökteki yıldızları
Dinlerim deredeki suları
İnsanın ömrüne ömür katar
Bir ağacın serin gölgesinde
Dağ gibi sağlam o gövdesinde
Huzuru bulurum doğasında
Yazın geceleri ruhun dostudur
Yazarım şimdi böyle hayali
Şehirde yoruldum inan hayli
Özlemim var bir o kadar denli
İnsana nefestir Yeşil doğa
Şair:Bilinmiyor
Doğayı Koruyalım Şiiri
Şu dünya bir cennettir bilirsek kıymetini
Doğayı koruyalım, yeşil bir cennet olsun.
Bizden sonra gelenler çekmesin zahmetini,
Doğayı koruyalım, güzel bir dünya bulsun.
Kurutursan ağacı güneş neye çağacak,
Bulutlar darılırsa yağmur nasıl yağacak,
Ot süte dönüşmezse köylü neyi sağacak,
Doğayı koruyalım, yarının yüzü gülsün.
Yeşersin güzel vatan ağaç demek aşk demek,
Bir duadır Allah'a ona verilen emek,
Daldan kopan her filiz, hayatı ıskalamak,
Doğayı koruyalım, çiçek dalında kalsın.
Bir yer düşünüyorum günlük güneşlik bir yer,
Bir yer düşünüyorum yemyeşil bir halı ser,
Bir yer düşünüyorum haydi sen de bir el ver,
Doğayı koruyalım, ek ki rayiha salsın.
Koşun gelin ormana birer salıncak kurun,
Toprak dedeyi ansın, nine dede ve torun,
Yayılsın bahçelere kokusu ıhlamurun,
Doğayı koruyalım, şu dünyaya renk gelsin.
"Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun"
Ormandaki hayvanlar kürk değil gözün olsun
Suları heder etme, yeşilden düzün olsun
Doğayı koruyalım, oluk oluk su dolsun.
Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter"
Allah'ın hikmeti bu, düşünme aklın yiter.
Sual olunmaz elbet, ocağın böyle tüter.
Doğayı koryalım, zamanı gelen solsun.
Dağ çileği dağlarda, tema gönüllülerle,
Göğü kucaklıyorlar emek kokan ellerle.
Gençlere örnek olup, dalında ki güllerle,
Doğayı koruyalım, ağaç yaşken eğilsin.
Kul Fikret'im diyor ki, korumak elimizde
"Biz gideriz ormana uzun ip belimizde"
Kuşlar gibi coşarız yürüyüş yolumuzda,
Doğayı koruyalım, kuşlar muradın alsın.
Şair: Mehmet Fikret ÜNALAN
Tabiatı Hor Görmeyin Şiiri
Duyarlı ol insanoğlu
Tabiatı hor görmeyin
Mutlu yaşan dolu-dolu
Tabiatı hor görmeyin
Türlü nimetler var onda
Ondaki yok sende bende
Çiçekler tatlanır balda
Tabiatı hor görmeyin
Bütün canlılar barınır
Bitki topraktan var olur
Hor bakarsanız darılır
Tabiatı hor görmeyin
Ne istersen verir sana
Yeter ki iyi bak ona
Hep yaşarız kana-kana
Tabiatı hor görmeyin
Dinleyin ÂŞIK SEFİLİ
Bülbül bilem sevmiş gülü
Mutluluk yaşamın sonu
Tabiata zarar vermeyin
Şair: Dursun Alabıyık
Ölüm Gelmeden Sev Doğayı Şiiri
Ölüm gelmeden sev doğayı
Onda ölümsüz güzellikler
Ölüm gelmeden sev doğayı
Doğa da bir annedir
Eğitir ve büyütür
Ölüm gelmeden sev doğayı
Sev ve dinle şu doğayı
Doğa da bir öğretmendir
Ölüm gelmeden sev doğayı
Doğa da bir kitaba benzer
Açar okursan içini sana
"Karınca kadar bir gerçek bulsan
Tut kaldır düştüğü yerden...
Der gibi yerde binlerce karınca..."
Ölüm gelmeden sev doğayı
Ağaçlara bak bir sayfa
Doğa da okunmak içindir
Dertlidir doğa açar derdini derddaş olana
Ölüm gelmeden sev doğayı
Ve doğanın davetlerini duy
Büyüyen ağaçta büyümem için davet var
Ve denizi arayan derede...sana davet var
Kendine bir çeki düzen vermelisin
Hayat çığlıklarla dolu
İnce ve dar hayat yolu
Al bir bir bu fidan sesleri büyüt
Ölüm gelmeden sev doğayı
Güneşi bile duyduğun yok
Gözlerin yaşlı
Güneş kelimeleri var güneşin
Ölüm gelmeden ölmelisin
Kendine bir çeki düzen vermelisin alnında güneş olmalı
Uzun bir yol değil hayat
Sarmaşık kelimeler çiçek açsın gözlerinde
Kelebekler sarı ve siyah nokta olsun yüzünde
Ölüm gelmeden sev doğayı
Doğa da konuşur yıldız yıldız
Dağılsın gecen
Dinle sessiz harfsiz konuşan bu dostu
Kuşlarda özgürlüğe davet var...
Her gece yıldızlar sana seslendi
Yıldızlar yıldız gibi dost
Sıcak ve nazlı yaz gecelerinde
"Kimler oturmamış " bu ağacın altında
Kelebek kadar ömrün...
Alnına en gül resim çizebilirsin
Ölüm gelmeden sev doğayı
"Bak boşa geçiyor ömür"
En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden
Seccadeler gibi temiz...
Ölüm gelmeden sev doğayı
Aklına kendine bir çeki düzen verebilirsin
Bir güneş olabilir alnında
Sabaha öğleye akşama...
Geceye yıldızlar bırakıp gidebilirsin
Ölüm gelmeden sev doğayı
Dinlemelisin yıldızların dost sesini
Secdede boşalsın bulutlar toprağa
Toprak dediğin çok mu kıymetsiz
Değmez mi öpülmeye ölüm gelmeden alnın
En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden
Güneşin anlattıklarına kulak vermelisin
Güneş güneş gibi dost
Karanlık ölebilir güneşli ellerinde
Göklerin ışığını emebilirsin büyür gözlerin
Ölüm gelmeden sev doğayı
Güneşler açsın göğsünün bahçesi
Çiçek için yarışsın dilin
Çiçekler çiçek gerçekleri anlatıyor
Fanisin bu dünyada...
En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden
Ölüm gelmeden sev doğayı
Ne kadar hassas olmalı ellerin terazi tutarken
Sıkı sarıl yunusun ilahilerine ellerim...
Ellerim kendine daha bir çeki düzen verebilirsin
Yıldızlarla örebilirsin bir duvar gönlün haritasına
Diyeceksin
Ölüm gelmeden sev doğayı
Dürüstlüğü öğretir doğa
Güneş kelimeleri var doğanın
Gerçekler gönülde çiçektir...
Bir doğa var senin içinde
Ey fani
Ölüm gelmeden sev doğayı
Ve
Dolaş içinde ki gerçek evreni
Burası gurbet...
Der gibi gelip geçiyor göçmen kuşlar...
Ölüm gelmeden sev doğayı
Şair: Hamdi Oruç